Hasta olmamanın sırları; sinirlenmemek, acele etmemek, endişelenmemek, geç yatmamak, aşırı yememek, boş durmamak.

Kendini köşeye sıkışmış hissetme, bu sadece duyguların bir çıkmaz sokakta dönüp durması, hayatın gerçekten sona erdiği anlamına gelmiyor. Umutsuzluk ne kadar büyük olursa olsun, küçük parçalara ayrılabilir, yavaş yavaş yutulabilir. Dayanamadığında, geleceğin için hemen bir ölüm cezası verme, önce zamanı senin için şemsiye tutmasına izin ver, bu anın sıkışıklığını zamana bırak, rüzgar onu alıp götürecektir. Duygular sadece bir fırtına, kıyamet değil, yağmur dindiğinde yol hâlâ var.

Herkes yirmili yaşlarının başında, hayatlarının en basit ama en dönüşümcü evresindedir. Bu dönemdeki seçimler ve eylemler, işinizi, aşkınızı, mutluluğunuzu derinden etkileyecek ve belki de tüm dünyayı değiştirecektir. Hayatımızdaki karar anlarının %80'inin genellikle 35 yaşından önce gerçekleştiğini biliyoruz. Bu, hayatınızı şekillendiren önemli kararların, deneyimlerin ve anlık farkındalıkların %80'inin, otuzlu yaşlarınızın ortasına kadar gerçekleşeceği anlamına geliyor. Kariyerinizin ilk on yılı, gelecekteki servet birikiminiz üzerinde çarpan etkisiyle derin bir etkiye sahip. Beyin yirmili y

Hayatları boyunca birçok insanın kavrayamadığı birkaç sosyal gerçek: Adil rekabet, yalnızca alt sınıfın işleyiş kuralıdır; üst sınıf ise ilişkiler ve para aracılığıyla kolayca geçiş yapabilir. Bu dünyada aslında iki ayrı düzen var; biri erdem ve ahlakı yüceltirken, diğeri değer ve çıkarları uygular. Ancak çoğu insan yalnızca birinci düzeni kabul ederken, zenginlerin çocukları ikinci düzeni öğrenir. Çıkarların nihai kazananları genellikle kurallara uymayan bir grup insandır; bu kişiler istedikleri şeylere ulaşmak için çeşitli yollar kullanır ve başarılı olduktan sonra yeniden kurallar belirleye

Hayatını başkalarının istediği gibi yaşamaya harcama. Geçmiştekileri körü körüne taklit etme, kendini feda etme, kendini uymadığı bir kalıba zorla sokma - böyle yapmak hem büyük bir enerji kaybına yol açar hem de yaratıcılığın ve inşanın için gereken enerjiyi boşa harcar. Kıymetli zamanını herkesin beklentilerine uymaya çalışarak harcama, her türlü olasılığa dönüşmeye çalışarak harcama. Gerçek cevabı orada bulamayacaksın. Cesareti zorluklarda bulmalı, yalnız yolda vizyonunu keşfetmelisin. Dışsal etkilere kapılma. Bu dünyada, çok fazla insan övgü talep ediyor ama sorumluluk almaktan kaçınıyor;

Her zaman ters düşünmeyi sürdürün, neyi istemediğinizi bilin. Paranın sizin için çalışması gerektiğini, sizin paranın peşinden koşmamanız gerektiğini anlamalısınız. Yatırım disiplinimiz, bir şansa sahip olmayı beklemektir. Sınırların nerede olduğunu net bir şekilde bilemezseniz, bu bir yetenek sayılmaz. Yeteneğinizin nerede olduğunu bilmezseniz, felaketin içine düşersiniz. Bir şeyi bilmediğinizi bilmek, akıllı olmaktan daha faydalıdır.

Anksiyete yaratan birçok neden vardır, bunlardan biri de aceleci olmaktır.

Girişimcilikle nasıl yüzleşeceğinizi size beş noktada anlatacağım. Birincisi, girişimcilik, yüzmeyi öğrenmek gibidir; karada olanlar size kollarınızı nasıl hareket ettireceğinizi, nefes almayı ve ruhunuzu nasıl koruyacağınızı öğretir, ama kimse suya atladığınız o an, gerçekten yüzleşmeniz gerekenin su akıntısı değil, içindeki panik olduğunu söylemez. İş okulu size iş modellerini öğretir, yatırımcılar nasıl finansman sağlanacağını öğretir, deneyimli kişiler de tuzaklardan nasıl kaçınacağınızı öğretir; ama girişimcilik, standart bir cevabı olmayan bir sınav sürecidir; sonuç üçte bir kader, yedi

Benzerlik, modern insanların çoğunun benimsediği bir kaçış yoludur. Kişiliklerini terk ederler, kendilerini diğerleriyle aynı hale getirirler ve bu şekilde toplumla aralarındaki mesafeyi ortadan kaldırmaya, yalnızlık ve yabancılaşma hissini hafifletmeye çalışırlar. Geçmişteki kriz, insanların köleleşmesiyle, gelecekteki kriz ise insanların mekanikleşmesiyle sonuçlanır. İnsanlar, büyük bir makinenin dişlileri gibi, sırayla çalışır ve diğer tüm dişlilerden pek farklı değildir. Ve bu tür bir sonucun tek sonucu, insanın kendini daha da çaresiz hissetmesi ve gerçek bir güvenlik hissi elde edememesi

Güçlü olmanın beş anti-insani hayatta kalma kuralı: Birincisi, her zaman mantıklı kalmaktır. Duygular zayıfların en büyük düşmanıdır, güçlüler çoktan duygularından vazgeçmiştir, sorunlarla karşılaştıklarında şikayet etmezler, takılmadan, sorunları çözmeye odaklanırlar. Tıpkı sel geldiğinde suyu lanetlemek yerine hemen baraj kurmak gibi. Bir yırtıcı hayvan peşinize düştüğünde acı içinde çığlık atmak yerine can havliyle koşmak gibi. Mantığın zirvesine ulaşıldığında, karmaşanın içinde durumu kontrol edebilmek mümkündür. İkincisi, çıkarlar duygulardan önceliklidir; zayıflar duyguları tartışır, güç

Dışarıyı ne kadar kontrol ederseniz, içsel olarak o kadar kaybolursunuz. Dış dünyanın çoğu asla gerçekten kontrol edebileceğiniz bir şey değildir; ilişkiler, durumlar, başkalarının duyguları ve geri bildirimleri gibi. Onların istediğiniz gibi olmasını ne kadar çok isterseniz, hayal kırıklığı, kaygı ve çatışma yaşama olasılığınız o kadar artar. Psikolojide bu bir "kontrol yanılsaması"dır; içsel korkularınızı savunmak için müdahale ve sürekli teyit yoluyla, aslında dışsal dalgalanmalar tarafından sürüklenirsiniz ve bu da içsel olarak giderek daha fazla kaygı ve yorgunluk hissetmenize neden olur.

Aslında bir kişinin yüz ifadesi, onun şansını etkileyebilir. O zengin ve şanslı yüz hatlarına sahip kızlara bakarsan, genellikle şansları daha iyidir ve daha fazla fırsatları olur. Ancak zengin yüz ifadesi meselesi aslında geliştirilebilir, yüz ifadesi ruh halinden doğar, bu yüzden önce ruhunu geliştirmen gerekir. O zengin yüz hatlarına sahip kızlara bakarsan, genellikle küçük şeyler üzerinde takıntılı olmazlar ve kıskançlık hissetmezler, çünkü bu kişilerin kendileriyle aynı seviyede olmadığını düşünürler, bu yüzden buna değer bulmazlar. Bu nedenle her gün nefretle dolup taşmazlar, şunu bunu ş

Dünyadaki en sakıncalı şey, tam ve eksiksiz olmaktır; gökyüzündeki ay bir kez dolunay olduğunda, hemen eksilmeye başlar; ağaçtaki meyve bir kez olgunlaştığında, hemen düşer. Her şeyde biraz eksik bırakmak gerekir ki süreklilik sağlanabilsin.

Aslında, yalnızlığı aktif olarak seçen insanlar gerçekten yalnız değildir. Gerçekten yalnız olanlar, kalabalığa girmeye can atan kişilerdir.

Hayatımız boyunca aradığımız şey, sevmek istediğimiz yaşam tarzı ve olmak istediğimiz kişidir. Bu yüzden biraz daha fazla yol almak sorun değil, yolda çok zaman harcamak da önemli değil, toplumsal beklentilerden farklı olmak da fark etmez, yeter ki kendin olma yolunda ilerliyor ol. Sevdiğin şeylere harcanan zaman asla boşa gitmez.

Bir kişinin gerçek yüzünü anlamak için aslında sadece iki detaya dikkat etmek yeterlidir. İlk detay, onun kendisine hiçbir değeri olmayan insanlara nasıl davrandığıdır. Gerçekten eğitimli bir kişi, statüsüne göre tutumunu değiştirmez. Onun garsonlara, temizlikçilere, yabancılara veya küçük hatalar yapanlara nasıl davrandığını gözlemleyebilirsiniz. İçsel olarak dengeli ve empati sahibi bir kişi, zayıflara karşı kibir göstermez, daha da önemlisi kendi güvensizliğini gizlemek için küçümseme yoluna gitmez. Gerçek iyilik, sergilenen bir davranış değil, içgüdüsel bir yansıma olarak ortaya çıkar. İki

Işık Abla, Wu Da'yı kurtardı, Wu Da, Shaolin Tapınağı'nı kurtardı, Shaolin Tapınağı, altı üniversite öğrencisini boğulmaktan kurtardı, altı üniversite öğrencisi boğulmaktan, Wahaha'yı kurtardı, Wahaha, Hangzhou şehrinin suyu kurtardı, Hangzhou suyu tekrar Tianshui Anaokulu'nu kurtardı, sen beni kurtar, ben seni kurtarayım, sonsuz bir döngü. Onlar kaygıları kaygılarla çözdüler: Wei'yi kuşatıp Zhao'yu kurtarmak. Halk birçok şeyi birkaç günde unutuyor.

Kalp damarlarının hasar görmesinin belirtileri: Aniden somurtkan bir yüz ifadesi veya ifadesiz bir yüz, dikkatsizce düşüncelere dalma, etrafındaki insanların seslerini duyma ama bunları anlamama, kimseye mesaj yanıt verme isteksizliği, sabrın neredeyse sıfıra inmesi. Eğer bir cümle çok uzunsa, söylemek istemez. Önceki saniyede heyecanlıyken, bir sonraki saniyede aniden sessizleşme. İki işi aynı anda yapmaya çalışmak, CPU'nun yanmasına neden olur.

Ben uzun süre sevilmeden sevemem! Zayıf olduğunda, kötü insanlar en çok olur. Bu dünyanın nazikliği, senin gücünden gelir.

Ebeveynlerin derinlemesine düşündüklerinde korkutucu olan görünmez zorbalığı: Çocuklara çok yüksek sorumluluklar ve beklentiler yüklemek, çocukları aşağılayıcı bir dille motive etmek, çocukları cezalandırmak için duygusal soğukluk uygulamak, çocukların mahremiyetini ihlal etmek hatta alenen alay etmek, kötü duyguları çocuklara yansıtmak ya da onlarla dertleşmek, küçük meselelerde çocukları sürekli düzeltmek, fedakarlık duygusu / ahlaki duyguyu çocukları manipüle etmek için kullanmak, çocuklara çifte standartla yaklaşmak / standartları keyfi olarak değiştirmek, çifte kısıtlama ( böyle de yanlış